CEZA AVUKATI MALATYA | Erbaş & Şahin Hukuk Bürosu https://www.erbassahin.av.tr Mon, 31 May 2021 06:44:06 +0000 tr hourly 1 https://www.erbassahin.av.tr/wp-content/uploads/2020/10/avukatfav-1.png CEZA AVUKATI MALATYA | Erbaş & Şahin Hukuk Bürosu https://www.erbassahin.av.tr 32 32 UZLAŞTIRMA NEDİR? NASIL YAPILIR? https://www.erbassahin.av.tr/uzlastirma-nedir-nasil-yapilir/ https://www.erbassahin.av.tr/uzlastirma-nedir-nasil-yapilir/#respond Mon, 31 May 2021 06:44:02 +0000 https://www.erbassahin.av.tr/?p=1819 CEZA HUKUKUNDA UZLAŞTIRMA TARAFSIZ BİR KİŞİ TARAFINDAN UYUŞMAZLIĞIN ÇÖZÜLMESİ İÇİN SUÇUN MAĞDURU İLE FAİLİN İLETİŞİM KURDUĞU SÜREÇTİR.

CEZA MUHAKEMESİ KANUNU 253. MADDE DE DÜZENLENMİŞTİR. CEZA MUHAKEMESİ KANUNU 253.MADDEDE SAYILAN SUÇLAR SÖZ KONUSU OLDUĞUNDA, ŞÜPHELİ İLE MAĞDUR VEYA SUÇTAN ZARAR GÖRENİN GERÇEK VEYA ÖZEL HUKUK TÜZEL KİŞİSİ OLMASI HALİNDE UZLAŞTIRILMA GİRİŞİMİNDE BULUNULUR.

MAĞDURUN SUÇA SÜRÜKLENEN ÇOCUKLAR BAKIMINDAN AYRICA ÜST SINIRI 3 YILI GEÇMEYEN HAPİS VEYA ADLİ PARA CEZASINI GEREKTİREN SUÇLARDA UZLAŞTIRMA YOLUNA GİDİLEBİLİR, ŞİKAYETE BAĞLI DEĞİL İSE, UZLAŞTIRMA YOLUNA GİDİLEBİLMESİ İÇİN, KANUNDA AÇIK HÜKÜM GEREKİR.

CİNSEL DOKUNULMAZLIĞA KARŞI SUÇLARDA, SORUŞTURULMASI VE KOVUŞTURULMASI ŞİKAYETE TABİ OLSA BİLE, UZLAŞTIRMA YOLUNA GİDİLEMEZ.,

UZLAŞTIRMACI MAĞDUR VE FAİLE ULAŞARAK, UZLAŞMA DURUMUNDAN BAHSEDER. UZLAŞMAK İÇİN TARAFLARDAN GÖRÜŞ İSTER. HER İKİ TARAFINDA KABUL ETTİĞİ HALLERDE UZLAŞMA SAĞLANIR. UZLAŞMA SAĞLANDIKTAN SONRA CEZA DAVASI AÇILMAZ.

UZLAŞMA ESNASINDA TARAFLAR KENDİ ARALARINDA BELİRLEDİĞİ ŞARTLARDA DA ANLAŞABİLİRLER, BU ŞARTLAR HER İKİ TARAFINDA KABUL ETTİĞİ DURUMDA HERHANGİ BİR ENGEL OLUŞTURMAZ. ÖRNEĞİN MAĞDUR OLAN TARAF FAİLDEN TÜRK SİLAHLI KUVVETLERİNE BAĞIŞTA BULUNULMASINI İSTEYEBİLİR.

]]>
https://www.erbassahin.av.tr/uzlastirma-nedir-nasil-yapilir/feed/ 0
Tutuklama nedir? Kimler tutuklanır? https://www.erbassahin.av.tr/tutuklama-nedir-kimler-tutuklanir/ https://www.erbassahin.av.tr/tutuklama-nedir-kimler-tutuklanir/#respond Mon, 15 Feb 2021 08:18:58 +0000 https://www.erbassahin.av.tr/?p=1805 Bir suça karışan kişi, işlediği suçun kanunda öngörülen cezai yaptırımına göre tutuklanır veya serbest bırakılır.

Suça karışan kişi tutuklanabileceği gibi, bir takım adli kontrol tedbirleriyle serbest bırakılabilir veya kayıtsız şartsız (bihakkın )serbest bırakılır. Tabi bu işlenen suç şüphesi ile alakalıdır.

Tutuklama bir cezalandırma yöntemi değildir, bir tedbir müessesesidir. Yani amaç kişiyi cezalandırmak değil eğer işlenen suçun kanunda yaptırımı yüksek bir hapis cezası ise suçlunun kaçmasını önlemektir, delilleri karartmasını, müdahalede bulunmasını önlemektir, tanıklara baskı yapmasını önlemektir yani özetle suçlunun yargılamayı ve mahkemeyi yanıltmasını önlemektir. 

Tutuklama tedbiri hemen alelade yapılan bir işlemde değildir. Öncelikle soruşturmayı başlatan cumhuriyet savcısı tarafından emniyete bildirilerek emniyet mensupları tarafından beyanlar alınır. Daha sonra cumhuriyet savcısı gerek görürse ayrıca kendisi beyan alır. İşlenen suçun mahiyetine göre kişi ya serbest bırakılır yada mahkemeye sevk edilir. Cumhuriyet savcısının tutuklama yetkisi yoktur ancak mahkemeye sevki sağlar ve talebiyle birlikte dosyayı nöbetçi sulh ceza hakimliğine gönderir. 

Cumhuriyet savcısı şüphelinin ifadesini aldıktan sonra şüpheli hakkında 4 farklı şekilde hareket edebilir.

Birincisi: Sadece tutuklama talepli nöbetçi sulh ceza mahkemesine sevk edebilir. (bu halde mahkeme tutuklayabileceği gibi adli kontrol kararı da verebilir)

İkincisi: Tutuklama veya adli kontrol talepli nöbetçi sulh ceza mahkemesine sevk edebilir.(bu halde mahkeme tutuklayabileceği gibi adli kontrol kararı da verebilir)

Üçüncüsü: Adli kontrol talepli nöbetçi sulh ceza mahkemesine sevk edebilir.(bu halde mahkeme adli kontrol kararı verebilir veya bihakkın tahliye kararı verebilir ama tutuklayamaz)

Dördüncüsü: Şüphelinin ifadesini aldıktan sonra direkt serbest bırakabilir. (bu halde zaten şüpheli mahkemeye sevk edilmez cumhuriyet savcısı tarafından resen bırakılır)

Cumhuriyet savcısı şüpheliyi mahkemeye sevk ederse nöbetçi sulh ceza hakimi dosyayı inceledikten sonra duruşma açar ve suçun mahiyetine göre kişiyi tutuklar veya serbest bırakır. 

Tutuklama dediğimiz gibi bir tedbirdir. Sonuç olarak düşük bir hapis cezası veya para cezası verilecek bir dosyada hakim tutuklama tedbirine başvurmaz. Fakat işlenen suç kanunda belirtilen katalog suçlardan ise(kasten adam öldürme, terör suçları vs) veya kanunda öngörülen cezası yüksek bir hapis cezası ise tutuklama tedbirine başvurulur. 

Tutuklamanın herhangi bir süre sınırı yoktur. Tutuklamaya itiraz her zaman mümkündür. Tutuklama birkaç gün süreceği gibi yargılamanın gidişatına göre bir kaç yıl da sürebilmektedir.

Bazı suç tipleri açısından tutuklama yasağı da söz konusudur. Ceza Muhakemesi Kanunu 100. maddesinin 4. fıkrası : ”sadecen adli para cezası gerektiren veya hapis cezasının üst sınırı 2 yıldan fazla olmayan suçlarda tutuklama kararı verilemez”.

]]>
https://www.erbassahin.av.tr/tutuklama-nedir-kimler-tutuklanir/feed/ 0
YARGITAY KARARLARI IŞIĞINDA ZİNCİRLEME SUÇ https://www.erbassahin.av.tr/yargitay-kararlari-isiginda-zincirleme-suc/ https://www.erbassahin.av.tr/yargitay-kararlari-isiginda-zincirleme-suc/#respond Thu, 31 Dec 2020 09:38:17 +0000 https://www.erbassahin.av.tr/?p=1773 Zincirleme suç Türk Ceza Kanunu’nun 43 maddesinde sayılmıştır. Söz konusu maddeye göre zincirleme suç: “Bir suç işleme kararının icrası kapsamında, değişik zamanlarda bir kişiye karşı aynı suçun birden fazla işlenmesi durumunda, bir cezaya hükmedilir. Ancak bu ceza, dörtte birinden dörtte üçüne kadar artırılır. Bir suçun temel şekli ile daha ağır veya daha az cezayı gerektiren nitelikli şekilleri, aynı suç sayılır.”Aynı suçun birden fazla kişiye karşı tek bir fiille işlenmesi durumunda da, 1. fıkra hükmü uygulanır. Kasten öldürme, kasten yaralama, işkence, cinsel saldırı, çocukların cinsel istismarı ve yağma suçlarında bu madde hükümleri uygulanmaz” olarak daha detaylı bir şekilde düzenlenmiştir.

Zincirleme Suçun tanımını yapacak olursak ; bir suç kastıyla hareket ederek, birden fazla aynı suçu oluşturan hareketleri farklı zamanlarda, aynı kişiye karşı işlemiş olmak sebebiyle faile tek bir suçtan ancak TCK M.43 Bağlamında artırılarak ceza verilmesini öngören ceza hukuku müessesidir. 

Zincirleme suç hükümlerinin uygulanabilmesi için ilk şart; aynı suçun değişik zamanlarda birden fazla kere işlenmesidir. Yargıtay uygulamasına göre; “aynı suçtan anlaşılması gerekenin, aynı suç tipi olduğu”, kanunda düzenlenen suçların ismi aynı ise aynı suçtan söz edileceği, suçun ismi farklı ise artık aynı suçtan bahsedilemeyeceği kabul edilmektedir. Aynı suç kavramına suçun teşebbüs halinde kalma hali de dahildir. Örneğin Dolandırıcılık suçunda suçu bir kez işledikten sonra mağduru tekrardan dolandırmaya çalışması sırasında durum fark edilir ve engellenilse de Fail dolandırıcılık suçunda zincirleme suç hükümlerine göre yargılanır. Zincirleme Suç hükümlerinde ikinci şart işlenen suçun mağdurlarının aynı olmasıdır. Örneğin bir apartmanın önceki gün bir dairesini soyan hırsız ertesi gün başka bir dairesini soyarsa suçun mağdurları farklı kişiler olduğundan zincirleme suç hükümleri uygulanmaz. Son şart ise işlenen suçların aynı suç işleme kararı altında işlenmiş olması gerekmektedir. Söz konusu şart M.43’de de açıkça yer almaktadır. 

Aynı suçu meydana getiren fiillerin çokluğu halinde zincirleme suçtan bahsedilemez yani hırsızlık suçunda hırsızın çantada ki cüzdanı çalıp devamında da telefonu çalması zincirleme suç hükümlerinin uygulanacağı anlamına gelmez. 

Zincirleme suç hükümleri uygulanırken dikkat edilmesi gereken bir husus vardır. Fail tarafından işlenen suçlardan ilkinde suç emniyet görevlileri tarafından fark edilmesine rağmen fakat failin tekrardan suçu işlemesi engellenmeyerek fiziki takip başlatılıyorsa ve failin aynı suçu işlemesiyle yakalandığında zincirleme suç hükümlerine göre yargılanması Yargıtay’a göre yanlıştır. Yargıtay’ın pek çok kararında söz konusu durum da fiziki takibi yapan gizli soruşturmacının görevi failin suç işlemesini önlemektir. Devlet görevlisi bir kişinin daha fazla suç almasını sağlayabilmek adına failin yaptığı hukuka aykırı hareketlere fırsat vermemelidir.  Asıl olan bir suç işlendiği tespit edildiğinde suç işleyeni yakalayıp yargı önüne çıkarmaktır. Fakat uygumlalar da bu durumun karşıt halini çok fazla görmekteyiz. Aşşağıda ki Yargıtay Kararında da görmekteyiz ki bu yanlış bir uygulamadır. 

Zincirleme suç bazı durumalarda farklı yorumlanabilmektedir ve mağduriyetlere yol açabilmektedir. Bu mağduriyetleri önlemek adına yapılan itirazlar sonucu yargıtay aşağıda düzenlendiği şekilde bir hüküm kurmuştur.

10. Ceza Dairesi, 2016/3408 E., 2017/3547 K.

Gizli soruşturmacının görevi, soruşturma konusu suçun işlenip işlenmediğini, işlenmiş ise işleyenin kim olduğunu belirlemek ve bu konuda ki delilleri toplamaktır. Gizli soruşturmacı bu görevini yerine getirirken suç işleyemez, başkasını suç işlemeye azmettiremez. Devletin temel görevlerinden biri de suç işlenmesini önlemektir. Devlet görevlisinin bir kişinin daha fazla ceza almasını sağlamak için nu bazı hareketleri yapmaya yönlendirmesi ve ona bunun için fırsat vermesi kabul edilemez. Aksi halde gerek Anayasa’nın 2. Maddesinde yer alan ‘hukuk devleti’ ilkesi gerekse Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesinin 6. Maddesinde öngörülen “adil yargılanma” hakkı ihlal edilmiş olur.  Esas olan gizli soruşturmacı olan görevlinin bir suç işlendiğini tespit ettiğinde suç işleyeni yakalayıp yargı önüne çıkarmasıdır. “

Stj. Av. Dilara KARACA

]]>
https://www.erbassahin.av.tr/yargitay-kararlari-isiginda-zincirleme-suc/feed/ 0